ANNELİK = LİDERLİK

ANNELİK = LİDERLİK

Yıllar önce, ilk defa terfi ederek, departman yöneticisi olduğumda, ilk bebeğime de 6 aylık hamileydim. Bebeğim doğana kadar departmanın geçmiş süreçlerini devir alma, adapte olma v.b işler ile geçti. 3 aya sığdırarak döndüğüm doğum iznimden sonra ( ki ayrı bir yazının konusu olur ) annelik ve yöneticiliği eş zamanlı olarak heyecanla yürütmeye başladım. Ve bu süreçte, annelik ve liderliğin birbirinden hiç de farklı olmadığını keyifle deneyimledim. Yöneticilik ve liderlik özelliklerim anneliğimden ilham alıyordu.

Öncelikle bir annenin başlıca görevi olarak, bebeğimin sağlıklı gelişimi için temel gıdasını alarak doğal beslenmesini sağladığım gibi, ekibimin de iş konusunda sağlıklı gelişimini sağlamak için ürün bilgileri, müşteri yönetim bilgileri, satış taktikleri, kampanya fikirleri ve pazarlama projeleri ile beslenmelerini sağladım. Sorumlu olduğum departmanın gelişimi için ek kaynaklar, bütçeler üretmeye çalıştım.

Bir bebeğin “güvenli bağlanma” stilinin gelişiminde, ebeveynlerinin yanında olması; özellikle de annesinin ilgi ve alakasını hissetmesi, çok önemlidir. Bu sebeple, nasıl her ağladığı zaman bebeğimin sorununu anlayıp, çözümleyerek, sakinleştirdiysem; ihtiyaç duydukları her zaman ekip arkadaşlarımın sorunlarını dinleyerek ve empati kurarak çözümlemeye çalıştım. Sorunlu müşterileri yönetmek, tıkanan stokları harekete geçirmek, v.b ş süreçlerinde de her zaman ekibimin yanında olarak destek sağladım.

Bebeğimin bilişsel gelişimi için, ince ve kaba motor becerilerini geliştirmek üzere faaliyetler yapmak; şarkı, masal ve kitaplar ile sözel becerilerini geliştirmek; oyunlar ile zihinsel becerilerini desteklemek her akşam rutin etkinliğimiz haline gelmişti. Eş zamanlı olarak, ekibimin gelişimi için düzenli toplantılar ile “beyin fırtınası” yapmalarını destekledim; satış ve iş geliştirme teknikleri, müşterileri destekleme etkinlikleri, yeni müşteri kazanımı konusunda stratejiler geliştirmelerini sağladım.

Bebeğimin “deneyimleyerek öğrenmesi” benim için önemliydi. Nasıl yemek kaşığını kendi tutmasını, yürümek için tutunarak kendi başına ayağa kalkmasını ve oturmak için sandalyeye kendisinin tırmanmasını desteklediysem, ancak oluşabilecek risklere karşı her an dikkatli davranarak korumaya çalıştıysam; üniversiteli gençlerden oluşan saha ekibimin öğrenme sürecini destekleyerek, müşteri ziyaretlerini planlamalarını, mağazaların satış performansını geliştirmek için kendi taktiklerini uygulamalarını destekledim. Geliştirilen aktivitelerin sonuçlarını raporlar ile takip ederek, oluşabilecek olumsuz sonuçlara karşı B Planlarını hazırladım.

Nasıl bebeğim ile şefkatli, sevgi dolu, güleryüzlü ve tatlı dilli bir iletişim kurduysam; ekibim ile de sevgi ve saygıya dayalı, açıklayıcı, güleryüzlü, yapıcı, motive edici, pozitif bir iletişim içinde oldum.

İlerleyen yıllarda, 2. bir bebek sahibi oldum ve farklı sektör ve alanlarda daha kalabalık ekipler yönettim. Nasıl bir anne çocukları arasında ayrım yapmazsa, birini diğerinden ayırt etmezse, ekip arkadaşlarım arasında da ayrım yapmadan, eşit mesafede ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsedim.

Her ne kadar erkek yöneticiler, kadın yöneticileri “anaç”, “duygusal”, ” yumuşak” olmakla eleştirseler dahi, bu özellikleri sayesinde kadınların güçlü liderler oldukları aşikardır.

talentpoolturkiye avatarı

Bizi Tercih Edenler

Yeni mezunlardan CEO’lara kadar kariyerinin her noktasında, tekstil, perakende, e-ticaret, dış ticaret, inşaat, üretim, hızlı tüketim, yüksek öğrenim, gıda ve profesyonel mutfak yönetimi sektörlerinde, satış, pazarlama, kalite, satın alma, muhasebe-finans alanında çalışanlar ve hatta Chef ‘ler bizi tercih ettiler.